Yaygın bir korku nöbeti: Panik atak nedir? Panik atak belirtileri ve tedavisi

Çağımızın en büyük sorunlarından olan kaygı, olumsuz düşünce, karamsarlık her insanda bir parça da olsa var. Hepimiz bazı olaylar yaşıyoruz. Bu olaylar karşısında da sakin kalamıyor veya tepkilerimizi kontrol edemiyoruz. Kimimiz içimize atıyoruz; kimimizse kırıp döküyoruz ne varsa. Fakat şu bir gerçek ki; bir şekilde zarar veriyor bu düşünceler bize. Bu konuda hemfikiriz. İşte panik atak bu tür düşüncelerin, kaygıların ve karamsarlıkların ilerlemiş ve hastalık derecesine gelmiş bir boyutu ne yazık ki. Peki nedir bu panik atak? Kronik bir rahatsızlık mı yoksa tamamen psikolojik bir durum mu? Bunu nasıl anlarız? Panik atak belirtileri nelerdir? Panik atak tedavisi nasıl ve hangi yöntemlerle gerçekleştirilir?

Panik atak nedir?

Ara sıra tekrarlayan ve atak geldiği sırada insanı fazlaca korkutan, dehşet içinde bırakan; kalp ritmini fazlaca hızlandıran ve anlık karamsarlık yaşatan korku nöbetleridir. Panik atağın en bilinen özelliklerinden birisi, birden bire ortaya çıkmış olmasıdır. Panik atak nöbeti birden başlar, zaman geçtikçe şiddetlenir ve -kişiden kişiye değişiklik gösterse de- 10 dakika ila 30 dakika arası sürer. Bir süre devam ettikten sonra kendiliğinden geçer.

Panik atak kendi kendine bir hastalık değildir; ‘panik bozukluğu’ olarak adlandırılan rahatsızlığın iki bilimsel açıklaması vardır:

1. Panik bozukluğu beynimizde sinir hücrelerinden yani nöronlardan salgılanan ve duygusallık-heyecan gibi hislerimizi düzenleyen bazı beyin hormonlarımızın anormal çalışması sonucu oluşur.
2. Günlük yaşantımızda yaptığımız bazı davranışlar sonucu ortaya çıkan çarpıntı, terleme, baş dönmesi, nefes sıkışması gibi belirtilerin, hastalar tarafından ‘kötü bir şey olacak ve öleceğim, çıldırıyorum, delirdim mi?’ vb. yanlış yorumlanması ile oluşan düşünceleri ile ortaya çıkar.

Gerçekten yaşayan birisi olarak söylemeliyim ki; yazması çok kolay, okuması da ama yaşaması çok zor 🙂 Neyse ki tedavisi mümkün. Fakat tedavisine geçmeden önce belirtilerinden söz edelim.

Panik atak belirtileri nelerdir?

Panik atak nöbetler halinde gelişen bir rahatsızlıktır. Bu yüzden genellikle belirtileri sabittir. Panik atak nöbeti sırasında görülen belirtiler genellikler şunlardır:

• Çarpıntı,
• Şiddetli ve ani terleme,
• Soluk kesilmesi,
• Boğulma hissi,
• Üşüme ve ürperti,
• Uyuşma,
• Karıncalanma,
• Bulantı ya da karın ağrısı,
• Titreme veya sarsılma,
• Kalp ritminin kuvvetli ve hızlı hale gelmesi,
• Ölüm korkusu,
• Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu,
• Baş dönmesi,
• Süreklilik gösteren deprem oluyor hissi yaşama,
• Baygınlık hissi,
• Göğüs ağrısı,
• Göğüste sıkışma,
• Ateş basması,

Bu belirtilerden en az 4′ ünü ya da daha fazlasını yaşıyorsanız, bu panik atak hastası olduğunuzun göstergesi olabilir. Bu noktada vakit kaybetmeden bir uzmana danışmanız faydalı olacaktır.

Panik atak nöbeti nasıl gelişir?

Panik atak nöbeti genellikle her seferinde aynı seyri takip eder.

• Kalp atışı hızlanır, çarpıntı hissedilir ve kalp sesi kulaklarda yoğun bir basınçla birlikte duyulur,
• Kan basıncı artar,
• Kalp, kaslara fazla miktarda kan pompalayarak; bizim titreme, sarsılma ve ateş basması hissetmemize neden olur,
• Kanımızdaki oksijen artar, karbondioksit azalır,
• Beyin kan sirkülasyonu değişir,
• Kendimizi değişmiş, tuhaf ve farklı hissedebiliriz,
• Kontrolümüzü kaybetme, delirme, ölme korkusu oluşur.
• Duygusal yoğunluk doruk noktasına ulaştıktan bir süre sonra, belirtiler yavaş yavaş hafiflemeye başlar.
• Sakinleşme sürecine geçilir. Bu sırada kaslarda salınma hissi yaşanabilir.
• Yorgun hissedilir.

Panik atak tedavisi ve tedavi yöntemleri

Söz konusu hastalık, tedavisi olan bir hastalıktır. Genelde iki çeşit tedavi yöntemi kullanılır. Bu tedavi yöntemleri ayrı ayrı kullanılabildiği gibi bir arada da kullanılabilir.

1. İlaç tedavisi: Beyin sinir hücrelerindeki sorunlu hormonun faaliyetlerini düzenleyerek hastalık nöbetlerini önleyen ilaçlar kullanılır. İlaçlar doktor kontrolünde 1 yıl kullanımdan sonra azaltılarak bıraktırılır.
2. Bilişsel Terapi: Diğer bir tedavi yöntemi ise bilişsel-davranışçı olarak adlandırılan terapi tekniğidir. Bu terapi de hastanın bazı abartılı ve yanlış düşüncelerden arındırılarak aslında tamamen zararsız belirtiler ile ilgili bilgi kirliliği düzeltilir. Hastanın, belirtiler ile korkmadan baş edebilmesi hedeflenir ve sağlanır. Atağın geldiği durumlar aşamalı bir şekilde hastaya yaşatılır ve korkularının üzerine giderek korkularını yenmesi sağlanır.

Uzmanlar, bu süreçte iki çeşit tedavi birlikte uygulandığı takdirde en iyi sonucu aldıklarını söylüyorlar.

Sonuç olarak aslında kendi kendimizi hasta ediyor ve aslında gereksiz yere korkuyoruz, hem de çok korkuyoruz. Fakat bunlar geçici, anlık ve ardı boş korkular. Her şeyden önce bunları unutmayarak kendi kendimizi tedavi etmemiz gerek. Hastalıkla baş ederken biraz zor oluyor bunları kavrayabilmek fakat inanın yaşadığınız yalnızca bir korku illüzyonu! Bir korku sanısından ibaret! Bunu kabul edebilirseniz, tedavi sürecini hızlandırabilirsiniz.

Hepinize sağlıklı günler diler ve korkularınızla yüzleşmenizi tavsiye ederim… 🙂