Mutlu bir yaşamın kuralları

Mutlu olmak zor bir şey değil aslında. Yalnızca biz mutlu olma beklentilerimizi biraz yüksek tutuyoruz. Genelde elimizdeki hazineleri fark edemiyor, elimizde olmayanları arzuluyoruz. Bir şeyleri kaybetmeden o şeylerin hayatımızdaki önemini maalesef çoğu zaman anlayamıyoruz. Sorunları erteliyor, erteliyor ve erteliyoruz. Fakat en küçük şeyleri bile biriktirip koca sorunlar haline getirirken, bazen öyle kayıplara tanık oluyoruz ki; durup düşünmeyi o vakit akıl edebiliyoruz nihayet… O an; ufak tefek şeyleri, hayatımızda fazlalıktan ibaret insanları, kaygılarımızı nasıl da büyüttükçe büyütüp hayatımıza bir yük gibi yüklemiş olduğumuzu anlıyoruz. Ama genellikle bunu anladığımızda yeterince yıpranmış oluyoruz. Peki, mutsuzluğu hayatımızdan -bizi yıpratmasına fırsat vermeden önce- çıkartmanın yolları ve mutlu bir yaşamın kuralları nelerdir?

Mutlu bir yaşamın kuralları

Kural 1: Sorunları biriktirmeden çözümlerine odaklanmak

İlişkilerimizde, iş ve aile yaşantımızda veya kişisel konularımızda yaşadığımız sorunları genellikle görmezden gelir; kendiliğinden yok olmalarını bekleriz. Oysa sorunlardan kaçmak veya onları görmezden gelmek, birikerek bir zaman sonra karşımıza daha güçlü sorunlar olarak çıkmalarına neden olur. Bu da ruhsal yıkımları beraberinde getirir. Bu yüzden sorunları akışına bırakmayın; çözmeye çalışın.

Şöyle bir tahlil yapalım; bir kaleminiz kaybolsun; fakat ihtiyacınız olana kadar, her zamanki yerinde olmadığını görseniz bile ‘Buralarda bir yerlerdedir nasıl olsa’ diye düşünerek kaybolduğunu farketmeyin. Ortada bir sorun var, fakat siz sorunun varlığını göz ardı ediyorsunuz; varlığını göz ardı ettiğiniz sorunu çözüme nasıl kavuşturabilirsiniz? Kaybolduğunu fark etmeden kalemi bulma konusunda nasıl çözüm üretebilirsiniz?

Sorunlarınızı görün, okuyun; sonra çözüm gelir zaten.

Kural 2: Gücünü keşfetmek

Hayıflanmayın. Hayıflanmak yaşam enerjinizi yok eder, sizi güçsüzleştirir. Özelsiniz, güçlüsünüz. Başarılı ve mutlu olabilmek sizin elinizde. Gücünüzü görün, zayıf durmayın. Sorunlardan kaçmamak birinci adımımızdı; sorunlarla mücadele ederken güçlü durmak ise ikinci adımdır. Sorunlarımızdan daha güçlüyüz, sadece genellikle bunun farkında değiliz. Sorunlarınız karşısında asla güçsüz durmayın! Siz ne kadar güçsüz olursanız, sorunlar o kadar üzerinize çöker. Ağırlığını, verdiği mutsuzluk hissini üzerinizden atamaz hale gelirsiniz.

Kural 3: Şikayet etmeyi bırakmak

Gardırobumuzdan, işimizden, aşımızdan, hayatımızın hemen her anından şikayet ediyoruz. Peki, bu şikayetlerimizin geçerliliğini hiç gözden geçiriyor muyuz? Elbette hayatta her şey her zaman istediğimiz gibi gitmez; fakat şikayet etmekle de hiçbir şey çözülmez.

Şikayet etmek, sıkıntılarımızı ya da hoşlanmadığımız şeyleri kendimize binlerce kez hatırlatıp stresimizi perçinler yalnızca. Bu yüzden enerjimizi şikayet etmekle harcamayı bırakıp, her şeyi daha güzel hale getirmek için çalışırken kullanmalıyız.

Hem şikayet ettiğimiz her şey gerçekten de şikayet konusu mudur; bunu iyi analiz etmek lazım. Şikayeti hayatımızda bir alışkanlık haline getirirsek, memnuniyetsiz biri haline geliriz. Memnuniyetsizlik ise; sahip oldukça daha fazlasını isteme ve tatminsizlikle sonuçlanır. Bu da bizi mutsuzluğa sürükler.

Kural 4: Hırs ya da bağımlılıktan uzak durmak

Bazen bazı insanlara çok kıymet verir, fakat bir süre sonra aynı kıymeti göremediğimizi fark ederiz. Ya da bir hedefimiz vardır, onun uğruna kendimizi telef eder, fakat hedefimize ulaşamayabiliriz. Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur ne yazık ki. Bir şeylere körü körüne bağlanmadan evvel kendimize bunu hatırlatmak gerekir.

Tabi ki insanlara değer vereceğiz, tabi ki hayallerimiz, hedeflerimiz, planlarımız olacak, tabi ki bir amaç uğruna çaba sarf edeceğiz. Fakat burada önemli olan, bunları saplantı haline getirmemektir. Aksi halde kayıplarımız, travmalarla sonuçlanır. Büyük yıkımlar; büyük bağımlılıklar ve büyük hırsların neticesidir.

Kural 5: Özel olduğunun farkına varmak

Her insan bakışıyla, duruşuyla, vücut hatlarıyla, zihinsel ve bedensel yetenekleri ile biriciktir. Kendimizi hiç kimse ile hiçbir konuda kıyaslamamak gerekir. Daha güzel vücut ölçüleri, daha karizmatik görünüş, daha güzel ev, araba, iş… Diğer insanların sahip oldukları ile kendinde olanları kıyaslamak, insana sadece mutsuzluk getirir. Mutluluk kendinde var olanı keşfedip geliştirmekle mümkündür.

Kural 6: Hayata dair kaygılardan sıyrılmak

Hayat her an planladığımız gibi gitmiyor; doğru. Fakat öylece durup, gelecek adına kaygılanmak yersizdir. Kendimizi de paralasak, her şey olacağına varıyor. Hiçbir şey kaygılandığımız şekilde gerçekleşmeyebilir. Ya da planladığımız şekilde sonuçlanmayabilir. Fakat daha başından kaygıların esiri olmak, hayatı çekilmez hale getirir. Her an kaygı duyarak yaşanmaz. Bu insanı tüketir, eritir, yaşama isteğini bitirir. Mutlu olmak istiyorsak gelecek adına elimizden geleni yapıp, olurunu akışına bırakmak gerekir.

Kural 7: Laçkalaşmış ilişkilere son vermek

Hayatımıza ve bize zarar veren insanlarla olan ilişkilerimizi yürütmeye çalışmak, hem yorucudur hem de mutsuzluk kaynağıdır. Eğer çevrenizde size zarar veren, mutsuz olmanıza sebep olan insanlar varsa, onlarda bir an evvel uzaklaşın. Sizi bile bile, göre göre mutsuz eden insanlar, sizin iyiliğinizi istiyor olamazlar. Mutlu bir yaşam için; sizi geren, strese sokan, manipüle etmeye çalışan insanlarla olan ilişkilerinizi sonlandırmalısınız.

Kural 8: İnsanları değiştirmeye çalışmamak

İnsanlar farklı farklıdır. Herkesle her düşüncemiz, beğenimiz, beklentimiz uyuşacak diye bir şey yok. Bu yüzden ilişkilerimizde bunu göz önünde bulundurarak, insanları değiştirmeye çalışmadan, sağlıklı ilişkiler kurmak gerekir. İlişki kurduğumuz insanlarla her konuda özdeşleşmemiz mümkün olmadığından, böyle bir beklenti içine girmek bizi mutsuzluğa sürükler. İnsanları -bize zarar vermediği sürece- olduğu gibi kabullenmek, değiştirmeye çalışmamak mutlu ilişkiler ve haliyle mutlu bir yaşam için olmazsa olmazdır.

Kural 9: Başkalarına göre yaşamamak

Hayatımız bize aittir. Seçimlerimiz, seçimlerimizin sorumluluğu, düşüncelerimiz, hal ve tavırlarımız yalnızca bizi ilgilendirir. Bir adım atarken bunu başkalarının kontrolünde yapmak, kendi tercihimizi başkalarının düşünceleri doğrultusunda yapmak benliğimizi yitirmemize neden olur. Nasıl ki kimsenin hayatını yönetmeye hakkımız yoksa, kimseye de hayatımız üzerine bu yetkiyi vermemeliyiz. Herkesi memnun etmeye çalışmak, bizi mutsuz etmekten başka hiçbir şeye yaramaz. Zaten herkesi aynı anda memnun etmek de mümkün değildir hayatta. Hayatı başkalarına göre yaşamak insana mutsuzluk ve hüsrandan başka bir şey getirmez.

Kural 10: Kişilerde ve durumlarda art niyet aramamak

Tamam polyanna da olun demiyoruz ama her şeye karşı da şüpheyle bakmamak gerekir. Biriyle bir diyalog halindeyken her söylediğinin altında bir art niyet ararsanız, -karşınızdaki kişinin öyle bir niyeti olmasa bile- bulursunuz. Böyle böyle çevrenizdeki insanları kaybedebilirsiniz. Ya da en azından yanlış anlaşılmamak adına sizinle mümkün olduğunca diyaloğa girmemelerine sebep olursunuz. Keza karşılaştığınız her durumda art niyet aramak da, kötü düşüncelerin sizi esir almasına neden olarak sizi mutsuzluğa sürükler.

Mutlu olmak kolay olan; elindekileri görmek yeter…